19 Aralık 2012 Çarşamba

SPOR ÖZÜRLÜLÜĞÜ


Spor özürlüyüz biz Türk milleti.
Bir düşünelim, neden ?
Çünkü spor kolumuz kesildi
Kangren olan kolun kesilmesi  gibi.

Kangren nasıl olunur bilirsiniz ama söylemekte fayda var : kan akışını azaltan ya da damarı tıkayan her şey  kangrene neden olur.

Her sağlıklı doğan insan gelecekte çok iyi bir sporcu olabilir ama belirli yaşa kadar sporla beslenmezse bu ihtimal yok olur.İhtimal ortadan kalkınca artık bu insanın spor kolu kangren olmuştur.

Daha çok olmadı, İstanbul'daki 11. Dünya Kısa Kulvar Yüzme Şampiyonası biteli.
Eğer izlediyseniz bilirsiniz bir tane dahi madalya alamadık .

Evet bu spor dalı üzerinden gidersek görürüz ki :.

Yüzme sporu bizim ülkemizde zengin sporudur.
Hadi yaz geldi denize gidelim de yüzelim şeklinde sporcu olamayacağımıza göre geleceğin ünlü sporcuları olabilecek, imkanları kısıtlı nesli silmiş oluyoruz.Evet devletin havuzları var , fakat verdiği imkanlar çok kısıtlı o imkanlarla sporcu yetişemez. Özel havuzlara gelince, yüzme zengin işi dedirttiriyor.

Ha bir de eğitim sistemimiz var bizim, bize engel olan o sistem ; sanki aynı anda her mesleği olacakmışız gibi eğitim görüyor kendimize sporu , farklı alanları kapatmak zorunda kalıyoruz.

Sonuç olarak spor koluna kan akışı sağlanmıyor.


Şampiyonalar öncesi madalya alın ikramiyeleri kapın diye söylemlerle de olmuyor , hep birlikte gördük.
Sporcu desteklemek günü kurtaran anlık olaydan çıkmalı süreklilik kazanmalı !

























17 Ekim 2012 Çarşamba

BEN OLSAM



Bizim kötü bir huyumuz vardır : oturduğumuz yerden konuşmayı severiz.

Mesela bir futbol maçı izliyoruz koltuğumuza yayılmışız  yastıkları kabartmış sırtımızın hizasına da bi güzel yerleştirmişiz. Maçı keyifle izliyoruz ki bir an geliyor ve  futbolcu ayağına gelen topu değerlendiremiyor.O anda biz ne diyoruz ?
''Ben olsam nasıl güzel vurmuştum  bir de futbolcu olcak şunun vuruşa bak!''  ya da bir kaç küfür kalıpları da kullanabiliyoruz ileri giderek.
Fakat öyle olmuyor işte  sen olsan da vuramazdın o topa o an vursan da başka maçlarda vuramadığın olurdu. Kendi yaşamına dönüp bir bak, yaşadığın olayları birer maç olarak düşün ayağına gelen toplar gibi bir sürü fırsatlar geldi önüne hepsini değerlendirebildin mi ? 
Hayır ,
farkında olmadan ya da o anki şartlardan dolayı elinin tersiyle ittin onları.


Bazen bu kadar basit olarak da kalmıyor konuşmalarımız son moda olan  sanal alemde de yere yere bir hal oluyor ve acımasızlaşıyoruz.

Mesela bunun da en büyük örneği milli  yüzücümüz Derya Büyükuncu ya laf atmaktır

Bireysel sporlar büyük emek ister ,her insanın veremeyeceği emekleri; kendini sadece antremanlara adamanı ister, hayatını istediğin  gibi yönetmeni engeller bunun yanında yetenek de ister .
Zordur yani çok zor 
Uzaktan laf atmak alay etmek kolaydır.Biz kolayı seçiyoruz tembelliğimizi burada da gösteriyoruz.
Acımasızca eleştirdiğimiz insan yarışlarda bizi temsil ederken  biz neredeyiz?  Evimizde oturuyoruz, ekranın önünde kumanda elimizde yaşayamadığımız hayatları yermekle meşgulüz.


13 Ekim 2012 Cumartesi

LİMONUN FELSEFESİ



Bugün ilk yazımı yazmanın heyecanıyla klavyede dolaşan parmaklarımın az titrek olduğunu belirterek merhabalar :)


Limon kelimesini düşünün, söylenildiğinde bile her insanın ilgisini çeker çünkü bu kelime sayesinde tükürük bezlerimiz uyarılarak  tükürük salgılarımız  artar.Bu yüzden hayatta limon gibi olmak ;yani düşüncelerimizle, paylaştıklarımızla karşımızdakinin ilgisini çekmek ; önemlidir. 

Peki nasıl limon gibi oluruz ?. Bunu cevaplar ve felsefemiz haline getirirsek, 'ben buradayım, beni dinle !' demiş oluruz insanlara .E limon olmakta kolay değildir ama. Limon gibi her alanda ispatlamalıyız kendimizi, tek yöne bakmamalıyız bizi tek yönlü görmemeliler. Tabi istisna insanlar olabilir bu da bizi yıldırmamalıdır. Limonu da tek yönlü düşünenler var ; mesela sadece yemeklere konulan lezzet veren bir şey olarak ama onun sadece bu olmadığını bilenler daha çoktur.Bu yüzden ne yaparsak yapalım bizi küçümseyenler de olacaktır   limonu küçümseyenler gibi.Onlar limonun  sadece yemeklerde kullanıldığını düşünürler.Halbuki limon jöle ya da  briyantin yerine saçlara şekil vermede de kullanılır daha bir çok sayamayacağımız özellikleri vardır ;mesela cilde sürüldüğünde de çatlakları iyileştirir bir nemlendirici gibi.
Evet yukarıda saydığım özelliklere dikkat ederseniz yiyecek olma limonun işi, asıl yapması gereken mesleği; diğerleri ise insanlara yaklaşımı kendini sevdirmesi, sadece mesleğini icra eden ot biri olmadığını vurgulayan özellikleri...İşte limonun hayattaki felsefesi bu !